İSKENDERİYE EKOLÜ VE MÜSLÜMAN FİLOZOFLAR -1

İslam Felsefesinde İskenderiye ekolü hakkında yaptığımız bir yazı dizisi ile başlıyoruz.

İskenderiye ekolü ve Kütüphanesi 

Felsefe, Müslümanların kendi kültür ve medeniyetleri içerisinde evrenin yapısı ve kökeni, bu yapı içerisinde bulunan fiziki varlıkların özellikleri, insanların kutsal olan varlıkla ilişkisi ve bilginin ve ahlakın temeli gibi konuları anlamak hususunda başvurdukları metotlardan biri olmuştur. Bu etkinlik tarzının kendine mahsus niteliklerinin olduğu veya olmadığı, olmuşsa ne kadarının özgün olduğu tartışılabilir bir mesele olsa da, bu konuda incelenmesi ve araştırılması gereken önemli bir alan olarak, İslam felsefesinin kökeninde Müslümanların bir şekilde ilişki kurmuş oldukları toplulukların sahip olduğu felsefi birikimin ne derece etkili olduğu konusu durmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmaların özgünlük tartışmasından sıyrılarak, insanoğlunun üretmiş olduğu felsefi düşünce birikiminin İslam filozoflarının telif etmiş oldukları eserlerde yer alan düşüncelerde ne kadar yer aldığının ortaya konulması suretiyle bu eserlerin daha iyi analiz edilebilmesi ve anlaşılabilmesi gayesine odaklanması yerinde olacaktır.

İskenderiye
Yunan Düşüncesi, gerek başlangıç dönemleri ve gerekse daha sonraki dönemleri itibariyle insanlık üzerinde en çok etki bırakmış düşünce sistemlerini oluşturmuştur. Bu düşünce akımları siyasi – sosyal sebeplerle tarihin seyri içinde dünyanın çeşitli bölgelerine taşınarak başka düşüncelerle karşılaşarak onları etkilemiş ve onlardan etkilenerek yeni düşünce tarzlarının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bünyesinde birçok dinin ve düşünceyi besleyen bir konuma sahip olan Mısır’da kurulan İskenderiye şehri de bu karşılaşmanın yaşandığı bir merkez olmuştur. İskenderiye, tarihi boyunca birbiri ile ilişkili ancak farklı yönleri olan felsefi düşüncelere farklı zamanlarda ev sahipliği yapmış, dönemin aydınlarını çeken bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Dönemin aydınlarının bu şehirde üretmiş olduğu felsefi düşünceler, İskenderiye Ekolü olarak kabul edilmiştir.[1]

Bu çalışmada, Yunan düşüncesinin İslam topraklarına aktarılması konusunda İskenderiye’nin kuruluşu ve barındırdığı düşünce akımları kısaca ele alındıktan sonra, Müslümanların Mısır’ı fethetmeleri ile karşılaşmış oldu
kları felsefi birikimden ne derece faydalanmış oldukları ve birikimin Müslümanların felsefi sistemine hangi dinamiklerle etkide bulunduğu, bu ekole mensup bazı önemli filozoflardan yola çıkılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.


[1] Mustafa Demirci, Antik Yunan Kitaplarının Abbasiler Bağdat’ına Yolculuğu, İslamiyat 7, 2004, sayı 2, s. 45


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski