İskenderiye Şehrinin ve Kütüphanesinin Kuruluşu
Makedonya Kralı İskender’in (M.Ö. 356 – 323) Doğuya
yaptığı seferlerinde M.Ö. 331 yılında Mısır’ı hakimiyeti altına aldıktan sonra
orada İskenderiye şehrini kurmuştur.[1] Yunan
kültürünün doğu toplumlarına aktarılması konusunda önemli bir yer olan bu
şehir, antik filozoflarla mısır kültürünü, doğu dinlerini ve stoacılık gibi bir
çok farklı düşünceyi bir araya getirmiştir.
İskenderiye şehrinin ilim ve felsefe konusunda ön plana çıkmasının
önemli sebeplerinden biri orada kurulmuş ve içerik olarak oldukça zengin olan
bir kütüphanenin kurulması ve bilginler için zamanla önemi daha da artan bir
cazibe merkezi haline gelmesidir. Zamanla Helenistik kültürün en büyük merkezi
olan İskenderiye şehrinde toplanan bilginler arasında Eflatuncu, Aristotelesçi,
Epikürcü, Stoacı ve Pisagorcu bilim adamlarının olması farklı düşünce ve
kültürlerin bir araya toplandığı zengin bir mozaik yaratmıştır..[2]
![]() |
iskenderiye kütüphanesi |
Şehirde kurulan kütüphanenin kuruluşundan bir süre
sonra burada görev alan Demetritos, Ptolemaios hanedanının siyasi iradesinin
kendisine verdiği güçlü destek ve maddi imkânlarla bilimsel, felsefi ve dini
içeriğe sahip birçok kitabın İskenderiye’deki kütüphaneye ulaşmasını
sağlamıştır. [3] Demetritos’un çalışmaların
neticesinde M.S. I. Yüzyılda bu kütüphanede 500.000’in üzerinde kitap bulunduğu
tahmin edilmektedir. III. Ptolemaios, İskenderiye limanına uğrayan tüm
gemilerde kitap araması yaptırmış ve elde ettiği kitapların birer kopyasını
çıkartarak asıllarını kütüphaneye göndererek kopyalarını sahiplerine vermiştir.
Bu dönemde Atina, Rodos ve Anadolu’da bulunan kütüphanelerdeki kitaplar satın
alınmak suretiyle bu kütüphaneye getirilmiştir. Kütüphaneye içerik olarak
bakılacak olursa, buranın aslında bir Yunan dili kurumu olduğu görülmektedir.
Bununla beraber Mısırlıların kitapları, Yahudi dini ile ilgili eserler ile
Zerdüştlüğe ait bazı tefsirler de bulunmaktaydı. [4]
İskederiye kütüphanesini kim yaktı?
Toplumun belli bir kesimin kabul ettiğinin aksine müslümanların bu kütüphanenin yakılmasıyla bir ilişkisi yoktur. Hz. Ömer Mısır'ı fethettiğinde kütüphane asırlar öncesin yakılıp küle çevrilmişti. Tarihi bilgiler İskenderiye Kütüphanesinin Julius Ceaser’ın
doğuya yaptığı bir sefer sonucunda çıkan bir yangın neticesinde, 40.000 kadar
kitabın zarar gördüğünü göstermektedir. Ancak Kütüphane zaman içinde birçok kez
yıkıma uğramıştır. Kütüphane için asıl büyük yıkım M.S. 272 yılında şehirde bir
arada yaşayan paganlarla Hıristiyanların çatışması sonucu harap olduğunu ortaya
koymaktadır. M.S. 416 yılına gelindiğinde kütüphaneye dair hiçbir izin
kalmadığı ortaya konulmuştur. Sadece birkaç hususi kütüphanenin varlığına dair
bazı ipuçları bulunmaktadır.[5]