İskenderiye
Ekolünün Oluşumu ve Gelişimi
Bir önceki yazıda da belirtildiği üzere farklı kültür ve
düşüncelerin bir araya geldiği bir yer olan İskenderiye şehri, hiçbir döneminde
tek bir fikri görüşün mutlak hâkimiyetine girmemiş, farklı dönemlerde bazı
felsefi ekollerin ağırlığı hissedilmiştir. Ancak İskenderiye’de teşekkül etmiş
bütün sistemlerin kökeni Helen kültürüne dayanmış, Akademideki ilim dili
Yunanca olmuştur.[1] Bu çalışmada İskenderiye
ekolü derken burada ortaya çıkan veya etkili olan birtakım akımları kapsayan
bir bütünlüğü kastedilmektedir. Bu akımlardan biri olan Patristik Yahudi
Felsefesi M.S. I. Yüzyılda Philon (MÖ. 25- MS. 50) tarafından kurulmuştur. Bu
akım, Eflatunculuk ile Yahudilik arasındaki yorumlara dayanan bir Yahudi dini
felsefesini oluşturmuştur. M.S. II. Yüzyılın ortalarına doğru Clement
tarafından (ö. 216) Hıristiyanlık ile Eflatun’u birleştirmeye çalıştığı bir
akım olan Patristik Hıristiyan Felsefesi kurulmuştur. Bu akım VIII. Yüzyıla
kadar etkisini sürdürmüştür. İskenderiye’deki önemli felsefi akımlardan biri de
Yeni Eflatunculuktur. Bu akım Ammonius Saccas[2]’ın (
ö. 240) Hıristiyanlık ile Eflatun’un fikirlerini yeniden yorumlamaya çalışması
ile başlamıştır. Son şeklini Plotinus’un (204-270) verdiği bu akım iki gruba
ayrılmıştır. 1. Porfirius, Plutarkus ve Proclus’un temsilcileri oldukları pagan
veya politeist Yeni Eflatunculuk, 2. ise John Philoponos ve İskenderiyeli
Stefan’ın temsilcisi olduğu Hıristiyan Yeni Eflatunculuğudur. Pagan Yeni Eflatunculuğun
devamı niteliğinde olan Yeni Aristoculuk İskenderiye’de etkili olan önemli
ekoller arasında sayılmaktadır. İskender Afrodisî (ö. 200) gibi isimlerin
öncülüğünü yaptığı bu akımda Aristoteles, Yeni Eflatuncu fikirlerle yeniden
yorumlanmaya çalışılmıştır.[3]
İskenderiye kütüphanesinin ortadan kalkmış olması
şehrin kuruluşundan beri ilmi ve felsefi çalışmaların sonu anlamına
gelmemektedir. İskenderiye’deki felsefe akademisi çalışmalarına bir süre daha
devam etmiştir. Hıristiyanlık ile Felsefeyi uzlaştırmaya çalışan filozofların
varlığı İskenderiye’nin ilmi önemini korumasına katkı sağlarken, 529 yılında
Atina kütüphanesinin kapatılması ile buraya gelen bilginler de şehirdeki ilmi
canlılığa önemli katkılar sağlamışlardır. Bu dönemde Proclus mektebi filozoflarından
Ammonius, Simplikios, Damaskios, Askepius, Theodotos, Olympiodoros ve Jean
Philoponos İskenderiye’de bulunan önemli bilginler olarak öne çıkmaktadır.
Buradaki ilmi faaliyetlerin, Müslümanların Mısır’ı fethettiği sırada da devam
ettiği görülmektedir.[4]
İslami dönemde ise Yuhanna el Efâmi, Ra’sul’aynlı Sergios, Amidli Aetios,
Pavlos el-Ecânibi ve Ehrun b. Ayûn el Kıss bu ekolün temsilcileri olmuşlardır. [5]
[1] Y. Kumeyr, İslam Felsefesinin Kaynakları, çev.
Fahrettin Olguner, s 163
[2] Ammonius Saccas Yeni
Eflatuncluğun kurucularındandır. Plotinus’u yetiştiren kişidir. Ülken, Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü,
Ülken Yayınları, İstanbul, 2007, s. 144
[3] Bayraktar, Age, 33
[4] Ülken, age, s. 44
[5] Demirci, agm, s. 46