İSKENDERİYE EKOLÜ VE MÜSLÜMAN FİLOZOFLAR - 3

 

İskenderiye Ekolünün Oluşumu ve Gelişimi

Bir önceki yazıda da belirtildiği üzere farklı kültür ve düşüncelerin bir araya geldiği bir yer olan İskenderiye şehri, hiçbir döneminde tek bir fikri görüşün mutlak hâkimiyetine girmemiş, farklı dönemlerde bazı felsefi ekollerin ağırlığı hissedilmiştir. Ancak İskenderiye’de teşekkül etmiş bütün sistemlerin kökeni Helen kültürüne dayanmış, Akademideki ilim dili Yunanca olmuştur.[1] Bu çalışmada İskenderiye ekolü derken burada ortaya çıkan veya etkili olan birtakım akımları kapsayan bir bütünlüğü kastedilmektedir. Bu akımlardan biri olan Patristik Yahudi Felsefesi M.S. I. Yüzyılda Philon (MÖ. 25- MS. 50) tarafından kurulmuştur. Bu akım, Eflatunculuk ile Yahudilik arasındaki yorumlara dayanan bir Yahudi dini felsefesini oluşturmuştur. M.S. II. Yüzyılın ortalarına doğru Clement tarafından (ö. 216) Hıristiyanlık ile Eflatun’u birleştirmeye çalıştığı bir akım olan Patristik Hıristiyan Felsefesi kurulmuştur. Bu akım VIII. Yüzyıla kadar etkisini sürdürmüştür. İskenderiye’deki önemli felsefi akımlardan biri de Yeni Eflatunculuktur. Bu akım Ammonius Saccas[2]’ın ( ö. 240) Hıristiyanlık ile Eflatun’un fikirlerini yeniden yorumlamaya çalışması ile başlamıştır. Son şeklini Plotinus’un (204-270) verdiği bu akım iki gruba ayrılmıştır. 1. Porfirius, Plutarkus ve Proclus’un temsilcileri oldukları pagan veya politeist Yeni Eflatunculuk, 2. ise John Philoponos ve İskenderiyeli Stefan’ın temsilcisi olduğu Hıristiyan Yeni Eflatunculuğudur. Pagan Yeni Eflatunculuğun devamı niteliğinde olan Yeni Aristoculuk İskenderiye’de etkili olan önemli ekoller arasında sayılmaktadır. İskender Afrodisî (ö. 200) gibi isimlerin öncülüğünü yaptığı bu akımda Aristoteles, Yeni Eflatuncu fikirlerle yeniden yorumlanmaya çalışılmıştır.[3]  



İskenderiye kütüphanesinin ortadan kalkmış olması şehrin kuruluşundan beri ilmi ve felsefi çalışmaların sonu anlamına gelmemektedir. İskenderiye’deki felsefe akademisi çalışmalarına bir süre daha devam etmiştir. Hıristiyanlık ile Felsefeyi uzlaştırmaya çalışan filozofların varlığı İskenderiye’nin ilmi önemini korumasına katkı sağlarken, 529 yılında Atina kütüphanesinin kapatılması ile buraya gelen bilginler de şehirdeki ilmi canlılığa önemli katkılar sağlamışlardır. Bu dönemde Proclus mektebi filozoflarından Ammonius, Simplikios, Damaskios, Askepius, Theodotos, Olympiodoros ve Jean Philoponos İskenderiye’de bulunan önemli bilginler olarak öne çıkmaktadır. Buradaki ilmi faaliyetlerin, Müslümanların Mısır’ı fethettiği sırada da devam ettiği görülmektedir.[4] İslami dönemde ise Yuhanna el Efâmi, Ra’sul’aynlı Sergios, Amidli Aetios, Pavlos el-Ecânibi ve Ehrun b. Ayûn el Kıss bu ekolün temsilcileri olmuşlardır. [5]



[1] Y. Kumeyr, İslam Felsefesinin Kaynakları, çev. Fahrettin Olguner, s 163

[2] Ammonius Saccas Yeni Eflatuncluğun kurucularındandır. Plotinus’u yetiştiren kişidir. Ülken, Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü, Ülken Yayınları, İstanbul, 2007, s. 144

[3] Bayraktar, Age, 33

[4] Ülken, age, s. 44

[5] Demirci, agm, s. 46

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski